Or poserai per sempre,
stanco mio cor. Perì l’inganno estremo,
ch’eterno io mi credei. Perì. Ben sento,
in noi di cari inganni,
non che la speme, il desiderio è spento.
Posa per sempre. Assai
palpitasti. Non val cosa nessuna
i moti tuoi, né di sospiri è degna
la terra. Amaro e noia
la vita, altro mai nulla; e fango è il mondo.
T’acqueta ormai. Dispera
l’ultima volta. Al gener nostro il fato
non donò che il morire. Ormai disprezza
te, la natura, il brutto
potere che, ascoso, a comun danno impera,
e l’infinita vanità del tutto.
*
Ey
yorgun kalbım, artık rahat edecek, başını
dinleyeceksin
sonsuza dek. Bitti en son
düşün
de; bitmeyecekmiş gibi gelirdi bana hep.
Bitti
hem de kesinlikle. Yitirdim arzularımı,
tatlı
yanılsama umudumu değil bir tek.
Sen
rahat uyu sonsuza dek. Yeterince yoruldun
zaten
çarpa çarpa. Cok yazık boşa harcanmış
bu
çarpıntılarına; yoktur çünkü karşılığı
yeryüzünde
hiç bir beklentinin. Acı ve sıkıntıdır
yaşam;
başka hiçbir şey değil; ve çamurdur dünya.
Sus
artık. Son bulsun bu kez her türlü umudun.
Sunmadı
yazgı elle tutulur hiçbir şey ölümden
başka
emrine insanoğlunun. Küçümse kendini,
doğayı,
o çirkin iktidari, gizliden gizliye yönetir
insanliği,
herkesin zararına olacak biçimde,
ve
tüm evrenin sonsuzca yararsızlığını.
Tratto da “Şarkılar” – Negdet Adabağ - Gündoğan
Tradotto
in turco da Negdet Adabağ - Türkçeye
çeviren Negdet Adabağ