Il
bimbo guarda fra le dieci dita
la bella mela che vi tiene stretta;
e indugia - tanto è lucida e perfetta -
a dar coi denti quella gran ferita.
Ma
dato il morso primo ecco s'affretta:
e quel che morde par cosa scipita
per l'occhio intento al morso che l'aspetta...
E già la mela è per metà finita.
Il
bimbo morde ancora - e ad ogni morso
sempre è lo sguardo che precede il dente -
fin che s'arresta al torso che già tocca.
«Non
sentii quasi il gusto e giungo al torso!»
Pensa il bambino... Le pupille intente
ogni piacere tolsero alla bocca.
Cocuk
on parmağnı arasıda
tuttuğ güzel elmaya bakar;
ve o denli parlak ve kusursuzdur ki
tereddüt eder dişleriyle
o derin yarayı açmakta.
Ama ilk diş geçirişiyle hızlanır
tatsızdır aldini her diş
alacaklarına dikkat kesilmiş gozlerine...
elma yarıya inmiştir bile.
çocuk ısırmaya devam eder
ancak gözleri aldığıi her dişten önce davranır
ta ki sapına gelir ve durur.
"Daha tadına varamamışken bitiverdi"
diye düşünür çocuk...
faltaşı göz bebekleri
her keyiften mahrum etmiş ağzını.